Selpak, 50. yaşını global hedefle kutluyor

Bundan tam yarım yüzyıl önce Nejat Eczacıbaşı, Türkiye’de üretilmeyen, hatta kullanılmayan ürünler için bir yatırım yapmaya karar verdi. 1952’de Türkiye’nin ilk modern endüstriyel ilaç fabrikasını kurmuştu, ikinci adımını 1958’de seramik sağlık gereçleri ile atmıştı. Oysa pandeminin de bize öğrettiği gibi hijyen sağlığın ayrılmaz bir parçasıydı. Eczacıbaşı 1971’de 6 bin tonluk kapasite ile Yalova’da temizlik kağıtları üretimine karar verdi. O gün Türkiye’de 20 gram olan kişi başına temizlik kağıdı tüketimi bugün 6,5 kilolarda. Türkiye’de hijyen alışkanlığını değiştiren markanın ismi ise; kağıdın hammaddesi ‘selüloz’ ve temizliği ifade eden ‘pak’ın ilk hecelerinden oluştu. Selpak Türkiye’de ilk kağıt mendil, ilk yumuşak tuvalet kağıdı, peçete, küçük boy kağıt havlu ve kağıt bezi üreten isim oldu. 5 kıtada 60’dan fazla ülkeye ihracat yapan Selpak, şimdi yeni yarım asır için global marka olma hedefini güçlendirecek. Şu anda Fas, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Irak, Ukrayna ve Kazakistan’dan oluşan 5 ülkede yerleşik satış ekipleri bulunan BAE ve Azerbaycan’da da üretim yapan Selpak, yeni yatırımını 15 milyon dolar ile Fas’ta kuruyor. Aralık ayında bu fabrika da üretime başlayacak. Firma ihracatını da yüzde 30’lardan yüzde 50’lere çıkarmayı hedefliyor.

Selpak’ın 50’nci yaşını kutlamak için bir basın buluşması gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, markanın doğuşunu şöyle anlattı: “Selpak ilk olarak İpek Kağıt ismiyle şirketleşti. Baştan beri şirketlerimiz arasında hep ilişkim oldu. Hiç unutmuyorum İngiltere’de öğrenciyken geldiğim bir yaz tatilinde Yalova’daki fabrikanın açılışını gerçekleştirdik. Selpak şu anda bulunduğu kategoriye isim veren bir marka. Bu bir marka için hayal bir mertebe. Selpak markası çalışanlarımızın katıldığı geniş bir anket ile doğdu. Bir akşam yemeği sırasında da aile meclisimizden onay aldı. Çok da güzel bir isim oldu. O dönem Türk tüketicisi bu ürünleri tanımıyordu. Ama biliyorsunuz hijyen sağlığın ayrılmaz bir parçası. Yaşamını sağlık ürünlerine adamış babam Nejat Eczacıbaşı’nın bu yatırımı yapması da tesadüf değil.”

Siyah beyaz bir reklam: “At o çaputi al buni”

Selpak ilk çıktığında Türkiye’de bu ürünlerin kullanılma alışkan lığının olmadığı da kaydeden Eczacıbaşı, “Kapı kapı ekiplerimiz dolaştı. O zamanlar taharet bezleri kullanılırdı, bunlar tuvalet kağıtları ile yavaş yavaş yerini değiştirdi. 1971 yılında ‘at o çaputi, al buni’ şeklinde Laz Bakkal amcanın ağzından bir reklam filmimiz çıktı. Siyah beyaz filmde Erol Günaydın oynuyordu. Türkiye’de çok büyük etkisi oldu. Günaydın da vefat edene kadar hep aile dostumuzdu” dedi.

Eczacıbaşı, 80’li yıllarda bir de yabancı ortak arayışları olduğunu anımsatarak, “Almanların en büyüğü Tempo ile görüşmüştük. Onlar bize Tempo markasının Türkiye’de yeniden dağıtılmasından çok Selpak’ın Almanya’da markalaşabileceğini söyleyip esprili bir dille eklemişlerdi ‘Buna da biz izin vermeyiz’. Elbette o gün için şakaydı. Bugün global hedefimizi doğruluyor. İpek Kağıt’ta Genel Müdürlük görevi üstlenmiş biri olarak, bu hikâyede Selpak’ın yerinin oldukça özel olduğunu söylemeliyim” diye konuştu.

İhracat pazarlarında ‘üst kalite’ algısı

1980’li yıllardan bu yana dünyanın farklı ülkelerine ihracat yaptıklarının altını çizen Alp Günvaran, “Selpak, bugün 60’ı aşan ülkede milyonlarca tüketiciyle buluşuyor. Şu anda Fas, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Irak, Ukrayna ve Kazakistan’da yerleşik satış ekiplerimiz bulunuyor. Azerbaycan ve BAE’de Selpak markamız için lokal üretim yapıyoruz. Tüketici araştırmalarına göre farklı pazarlarda “premium – üst kalite” segmentte ilk akla gelen markayız. Uluslararası pazarlarda gelecekteki büyümemiz için önemli bir adım daha atarak, Fas’ta yatırım yapmaya karar verdik. Fas’ta kuracağımız bu yeni tesis, Eczacıbaşı Topluluğu’nun Afrika kıtasındaki ilk yatırımı olacak ve uluslararası büyüme hedefimize ulaşma çabalarımızda önemli bir yere sahip olacak. Önümüzdeki on yıl içinde uluslararası satışların toplam satışlarımız içindeki payını daha da yukarı çıkaracağız” dedi.

Selüloz hammaddesi sürdürülebilir ormanlardan

Selpak’ın sürdürülebilirlik çalışmalarına da değinen Günvaran, “Sürdürülebilir Orman Yönetimi’ni destekliyor, kağıt ürünlerinin hammaddesi olan selülozun yüzde 100’ünü, sürdürülebilir orman yönetiminde uzman, bağımsız kuruluşlar tarafından sertifikalandırılmış tedarikçilerden satın alıyoruz. Ülke çapında hijyen eğitimine verdiğimiz önemi ortaya koyan uzun soluklu projemiz ise 2002’de başlatılan “Selpak İlköğretim Okulları Kişisel Hijyen Eğitimi” projesidir. 19 yılda 65 ilde 8500 okulda 6 milyon 250 bin öğrenciye hijyen eğitimi verdik” diye konuştu.

“Türkiye’de her 2 evden birinde biz varız”

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri CEO’su Alp Günvaran da toplantıda bir konuşma yaparak, şunları kaydetti: “Türkiye’de 2020 yılında 3,4 milyar TL’lik ciro hacmine sahip olan temizlik kağıtları pazarı, kişisel bakım sektörünün en büyük kategorisi. Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri; Selpak, Solo, Silen, Servis ve Viva markaları ile Türkiye’de her 2 evden 1’inde yer alıyor. Pandemi sürecinde hijyen amaçlı temizlik ve kişisel bakım ürünleri çokça tüketildi. 2021 yılsonu itibariyle temizlik kağıtları pazarının yüzde 27 büyüyeceğini öngörüyoruz. Türkiye’de 1970’li yılların başında 20 gram olan temizlik kağıdı kullanımı, 2010’da kişi başı toplam 4,2 kg’a yükseldi. Bugün ise rakamlar Türkiye’de 6,5 kg seviyesinde. Yıllık hane penetrasyonu kağıt havluda yüzde 87, tuvalet kağıdında yüzde 89. Hijyen alışkanlıkları değiştiren Selpak, bu değişimde önemli bir rol oynuyor.” Günvaran, Yalova ve Manisa’da iki temizlik kağıdı fabrikasında 180 bin ton üretim kapasitesine sahip olduklarını belirterek, “Selpak’ın 50 yılda ürettiği yaklaşık 1.3 milyon ton kağıdın uzunluğu, 9 bin 699 kez dünyanın çevresini dolaşmaya yetiyor” dedi.