FirmaHBR.COM'a Hoşgeldiniz!

Ruhu olmayan hiçbir markanın başarı şansı yok

“En büyük meydan okumam kredi bulamazsın diyenlere inat bu krediyi alıp ilk Big Chefs’i açmamdı” diyor Gamze Cizreli… Bugünün sorununun ise bir işe başlarken sermaye bulmaktan çok, iyi bir fikir ve sürdürülebilir bir iş modeli kurmak olduğunu aktaran Cizreli, şirketler için de bir reçete veriyor: Artık ruhu ve hikayesi olmayan hiçbir markanın özellikle bizim sektörde yaşama şansı yok…

Ruhu olmayan hiçbir markanın başarı şansı yok

Diyarbakırlı bir ailenin kızıyım. Çocukluğum biraz Diyarbakır’da, sonra da babamın görevi nedeniyle Konya’da geçti. ODTÜ’de işletme okudum. Ardından kurumsal hayatı bir süre deneyimledikten sonra Ankara’da bu sektördeki ilk girişimimi kurdum. Eski ortağımla birlikte Ankara’ya Cafemiz, Quick China, Kuki House gibi pek çok markayı kazandırdık. Sonrasında 2007 yılında ikinci girişimcilik dönemim başladı. O zaman yüzde yüz banka kredisi ile kurduğum Big Chefs markasının temelleri Çayyolu’ndaki şube ile atıldı. Bugün 15 yıl olacak neredeyse. Şube sayımız 80’e yaklaştı, 7 ülkede faaliyet gösteren 4 bine yakın çalışanlı bir aileyiz.

EN BÜYÜK MEYDAN OKUMAMDI

Başlarken sermayem yoktu. Bankacılık sistemi de daha çok teminat göstererek, yani ipotek vererek kredi alma üzerine kurulu. O nedenle konuştuğum herkes, ailem, arkadaşlarım “Senin kredi bulma ihtimalin yok. Boşuna bu işe girme” diyordu. Çayyolu’ndaki yeri de opsiyonlamıştım. “Boşuna bu insanları meşgul etme, başkasına kiraya versinler” dediler. Birçok bankadan olumsuz geri döndüm. Teminat yoksa kredi veremeyiz dediler. Fakat sonunda bir bankanın önce şube müdürünü, sonra krediler bölge müdürünü, sonra gelip İstanbul’da genel müdür yardımcısını ve genel müdürünü ikna ettim. En büyük meydan okumamdı.

Kadın girişimcilerin en büyük sorunu sermayeye erişim. Sermaye bulmakta çok zorlanıyorlar. Çünkü hala Türkiye’deki gayrimenkullerin çok düşük bir yüzdesi kadınların üzerine. Dolayısıyla en büyük meydan okumam kredi bulamazsın diyenlere inat bu krediyi alıp ilk Big Chefs’i açmamdı.

BUGÜNÜN SORUNU SERMAYE DEĞİL İYİ FİKİR BULMAK

Eskiden banka dışında başka bir alternatif yoktu. Ya öz kaynağın olacak ya ortak alacaksın ya da bankaya başvuracaksın. Ama bugün biraz daha farklı olarak melek yatırımcılar var. KGF kredileri var. Kadınlara yönelik esnaf kredileri var. Daha çok alternatif oluştu. Dolayısıyla bence bugünün sorunu bir işe başlarken sermaye bulmaktan daha çok, iyi bir fikir ve sürdürülebilir bir iş modelini kurmak. İş fikriniz çok mu farklıydı ki derseniz, evet aslında bir kafe restoran işletiyoruz ama o zaman olmayan yenilikler getirdik.

İlk defa bir kafeye açık mutfağı getirdik. İlk defa ev sıcaklığını bir kafe restoranın dekorasyonuna taşıdık. Halılar kullandık. Kütüphaneler, koltuklar, canlı güzel çiçekler. Çayın kahvenin yanındaki o küçük akide şekerimiz, kurabiyemiz, çiçeğimiz. Yani aslında insanların yalnızlaşmaya, bireyselleşmeye başladığı bir dönemde sıcak bir ortam yarattık birincisi. İkincisi ilk defa bir kafe menüsüne kuru patlıcan dolması, etli yaprak sarması gibi lezzetler koyduk, global düşünürken yerel değerlerimize sahip çıktık. Her sene Muharrem ayının 10. günü bütün şubelerimizde aşure kaynatıyoruz. Bir şubeyken bunu yapmak belki kolaydı, ancak bu kadar şube olunca zor. Bereketine inanıyoruz, ekibimiz de bu ruha ve hikayeye inanıyor ve bunu kurum kültürümüz olarak yaşatıyoruz.

Şimdi gençlere de söylüyorum, artık ruhu ve hikayesi olmayan hiçbir markanın özellikle bizim sektörde yaşama şansı yok, tabii ki bunu yaparken dijitali/teknolojiyi de entegre eden, hepsini harmanlayan markalar önümüzdeki süreçte daha çok var olacak. Bir denge kurması lazım markanın…

Zor zamanlarımız oldu tabii ki, ancak galiba en zoru 16 Mart 2020 tarihiydi. Daha henüz devlet pandemi için restoranların kapanmasına karar vermemişti. Ama biz kendi inisiyatifimizle vakaların çok arttığını görerek kapatma kararı aldık ve o akşam ofiste şubelere “yarın açmayacağız” diye e-posta gönderdik.

Ekonomik krizlerde ne olabileceğine dair tecrübem var. İlk işimi 93’te kurdum. 94’te kriz oldu. 2001 krizini atlattım, 2008’de İstanbul’a gelmeye hazırlanıyordum, yine krize yakalandım. Bundaki kadar belirsizliği hiç yaşamadım. A takımıyla yaptığımız toplantıda finanstan sorumlu arkadaşımız “Acaba nasıl bir süreç olur? Sizce ne kadar kapalı kalırız?” diye bir soru attı ortaya. Hepimiz birbirimize baktık. Bir arkadaşımız hepimizin aklına gelen en kötü senaryoyu seslendirdi: “Acaba bir daha açabilecek miyiz?”

Tırnaklarımızla geldiğimiz bir noktada, bütün emeklerimizin elimizden kayıp gittiği hissi çok zor bir his. Bir dükkan iyi işlemez kapatırsınız. Kriz olur, kârlılığınız düşer. Bu bambaşka bir şey. Evlere kapandık ve ne olacağını öngöremediğimiz bir
süreç yaşadık.

GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRDİĞİMİZDE DAHA GÜÇLÜYÜZ

Sevdiğim ve konuşmalarımda da kullandığım bir kelime var, “rekaber.” Birlikte rekabet. Hep şuna inanıyorum, bizler özellikle bu zor dönemlerde bilgilerimizi paylaşarak, güçlerimizi birleştirerek daha güçlüyüz. Pazarın büyümesi, dışarıda yeme içmenin artması için de el ele vermemiz gerekiyor. Sektördeki rakiplerimizle her zaman çok iyi ilişkiler içindeyiz. Mesela Midpoint bizim en büyük rakiplerimizden biri. Sahibi sevgili Ayhan benim hem rakibim hem çok yakın arkadaşım. Emin olmadığımız lokasyonlarda birbirimizin fikrini alıyoruz. Benim görmediğim bazı şeyleri anlatıyor bana. Yer kiralamada, yeni yer açmada, sektörün gidişatı ile ilgili sürekli istişare ediyoruz.

Ayrıca başkan yardımcılığını yürüttüğüm TURYİD (Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği) derneğimiz var. Bilgi paylaşımı bu dönemde çok değerli. Başkanımız Kaya Demirer ile 15 gün önce Turizm, Çalışma ve Maliye Bakanlarımızı ziyaret ettik. Bahşişin kredi kartıyla ödenmesi ile ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bu hem sektör çalışanları hem de misafirlerimiz için devrim niteliğinde bir gelişme olacak. Çok düşük vergilendirerek bahşişin kayda alınması mümkün olurken, gider gösterebilen misafirlerin daha yüksek bahşişler ödemeleri özendirilecek. Çalışanların mağdur olmayacağı bir düzenleme için gayret ediyoruz.

2016 yılında fast food işine girdik. 2018’e kadar da olması için çabaladık. Doromco adında bir dürüm markası… Maslak’ta, Zorlu’da açtık. Yeni nesil dürüm. Ekmeğini seçiyorsun. İç malzemesini seçiyorsun. Fakat tutmadı. Büyük de yatırım yapmıştık, yani büyük bir zararla çıktık işten. Fast food için ödenecek bir bedel vardır. Biz daha yenilikçi ve çağdaş yapacağız derken maliyetleri ve fiyatları da artırdık. Rekabetçi olmak fast food’da çok önemli. Bunu doğru öngöremedik ve iş planını doğru oturtamadık. İnatla bu iş olacak diye ısrar ederek zararı daha da büyüttük. Dekordan mı acaba dedik dekoru değiştirdik. Ürünü değiştirelim dedik bildiğimiz tip ızgara ve kebaba döndük. İlk müşteriler gitti yeni müşteri kazanacağız diye. İkinci kitleyi aldığımızda da fiyatı tutturamadık. Bu artık olmayacak dedik ve bıraktık. Bize büyük ders oldu. Biz girişimcilerin bazen böyle bir romantizmi oluyor ve kurdukları markayı inatla korumaya çalışıyorlar. Vazgeçmeyi bilmek lazım.

Misafir ilişkileri deneyimi çok önemli

Çayın kahvenin yanında verdiğimiz çiçekle evlenme teklifi edenler, birbirlerine özür dilemek için çiçeği çıkartıp verenler duyuyoruz. (Gülüyor) Misafir ilişkileri deneyimine çok önem veriyoruz, misafir yorumlarında da çok hızlı aksiyon alıyoruz. Geçenlerde enteresan bir şey yaşadık, şikayetler ve beğeniler şimdi benim e-postama da düşüyor. Misafirimiz eşinin bizde yemek yedikten sonra zehirlendiğini, çok kötü olduğunu, istifra ettiğini iddia ediyordu. Hastaneye gideceğiz, sabaha kadar orada kalacağız, diyordu. Hemen analiz yaptıralım dedik. Bu tip zehirlenmeler olabiliyor. Gıda mühendislerimiz var. Hemen alıp Hıfzıssıhha’da veya laboratuvarlarda kontaminasyon var mı diye bakıyoruz. Baktık bir şey bulamadık ama bir yandan da misafir bize çok kızgın. Ölüyordu eşim diyor. Hastanede eşinin hamile olduğu çıkmış. Neyse sonra bizden özür diledi. İnşallah çocukları da bizde büyüyecek. Biz ruhu olan sıcak bir marka olduğumuz için misafirlerimizle iyi iletişim kurabiliyoruz. Anne babasını ağırladığımız çocuklar geliyor artık.

KAYNAK: DÜNYA

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ