FirmaHBR.COM'a Hoşgeldiniz!

Şans Sohbetleri: Patikadan çıktık, dağ yoluna saptık

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ, Şans Sohbetleri’nde bu hafta Merkez Bankası’nın faiz indirimi ve ekonomi politikalarını değerlendirdi. İkili içinde bulunulan durumu “Patikadan da çıktık dağ yoluna saptık. Şimdi önümüzde son bir sapak kaldı” diye değerlendirdi.

Şans Sohbetleri: Patikadan çıktık, dağ yoluna saptık

Güldağ: 200-300 puan şok indirim bekleyenden faizi 25 baz puan artırır diyene kadar hemen her senaryo konuşuluyordu ancak Merkez Bankası’nın faiz kararı ortalama beklenti doğrultusunda 100 puan indirim olarak geldi. Doğrusu ben Cumhurbaşkanı’nın grup toplantısı sonrasında ‘Merkez Bankası bağımsız’ vurgusu nedeniyle bu sefer ‘pas’ geçer diyenlerdendim. Cahillik işte… Karar sonrası, TL iyice serbest düşüşe geçti. Ben ipin ucunu kaçırdığım için sana soracağım: Kur ne olur?

Ağaoğlu: Kısaca, ‘bilmiyorum’ diyeceğim maalesef. Çünkü bizim iş dünyası olsun, piyasalar olsun, bazı kabul edilmiş değerlerimiz, kurallarımız veya teorilerimiz vardır. Bunların tamamen dışında bir dünyada yaşıyoruz şu anda. Anlamsız bir durum. Sadece şunu söyleyebilirim; biz otobandan çıkıp yan yola girmiştik. Sonra oradan da çıktık patika yola girdik. Şimdi oradan da çıktık…

Güldağ: Çarşağa mı girdik şimdi? Dağda tepede çarşak derler, küçük çakıllı dik bir yoldur, sürekli geri kaydırır, çok zorlayıcı bir yoldur…

Ağaoğlu: Patikadan çıktık dağ yoluna girdik diyelim. Şimdi bu dağ yolunda da ileride bir tane sapak var. O sapaktan döndük döndük. Dönemedik arkası uçurum.

Güldağ: Bunu geri çevirmenin oldukça maliyetli ve zaman alıcı olduğu yönünde çok yorum işitiyorum iş dünyasının aktörlerinden…

Ağaoğlu: Öyle kesinlikle… Yel değirmenlerinden daha beter bir savaşa girmiş durumdayız. Ve o savaşımızı inanç temelli yaklaşımlara dayandırıyoruz. Bilimsel olarak kanıtlanmış, ne yaptığınızda ne gibi sonuçlar doğurabileceği üç aşağı beş yukarı belli olasılıkları, yol haritalarını bir kenara bırakmış durumdayız.

Güldağ: Benim bir politikamız, rotamız yok dememdeki neden de o. Geçen haftalarda tartışmıştık. Hazine ve Maliye Bakanımız başka bir telden çalıyor, Merkez Bankamız bambaşka bir telden. Bir orkestrasyon yok. Son olarak ‘faizi savunanlarla birlikte olmam’ ifadesi gelince çarşı iyice karıştı. İstifa olabilir…

Ağaoğlu: Bu arada bir şeyin altını mutlaka çizelim: Bu toplantı MB tarihinde ilk defa faiz kararı 5 dakika gecikmeli açıklandı. Bu küçücük bir şey görünmekle birlikte aslında çok büyük bir şey. Tabii teknik aksaklıklarınız olabilir. Ama Fed’in nasıl açıkladığını söyleyeyim size; Fed bütün ilgili tarafl arı bir araya topluyor, kapalı bir odaya koyuyor, telefonları vs. kapattırıyor. Altyapıyı kuruyor ondan sonra açıklıyor. Altyapı problemi olmaması gereken bir karar bu. 5 dakika gecikme aslında işin ciddiyetiyle ilgili sorunlar da yaratıyor.

Güldağ: İyi bir iletişim yok. Sadece Merkez’de değil. Maliye Bakanlığı’nın döviz kararı da öyle değil mi? Sektörle hiç istiraşe etmeden, eksik-gedik kararlar açıklanıyor, sonra geri alınıyor, sonra tekrar kararname çıkarılıyor…

Ağaoğlu: Bir de bu kararı para politikasının olduğu gün mü alırsınız? Alelacele… Biraz iletişim, biraz halkla ilişkiler. Dersiniz ki biz 3 gün, 3 hafta, 3 ay, neyse bu rakamı 100 dolara indireceğiz.

Güldağ: Üstelik sektörün önerisi var dolar değil TL üzerinden belirlensin, sınır 10 bin lira olsun diye… Peki, Merkez Bankası’nın açıklamasını nasıl okudun sen? Benim anlama kapasitem daraldı. Aralıkta bir indirim daha var mı şimdi?

Ağaoğlu: Valla bir cümlede 3 defa filan etki kelimesi geçiyor, ben de zorlandım. ‘Kuru arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışların üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin, 2022 yılının ilk yarısı boyunca etkisini sürmesini beklenmektedir’ gibi bir cümle. Nasıl bir alan ima ediyor bilmiyorum ama ‘tamamlamayı değerlendirecek’. Bu demektir ki aralıkta da faiz indireceğim. Bunu anlıyorum.

Güldağ: Goldman Sachs kavramış; 100 baz puan aralıkta indirir diyor . Ama 2022 ikinci çeyrekten sonra da faiz artırımına başlar diyor.

Ağaoğlu: Lise edebiyat derslerinde ‘şair burada ne demek istiyor diye’ bir laf vardı. Özellikle divan şiirini anlamaya çalışırken. İşte şairin burada ne demek istediğini ben anlamadım. İşin kötüsü benim gibi işin içindeki biri anlamıyorsa, keza sen de öyle, burada ciddi bir iletişim problemi vardır.

Güldağ: İş dünyası da olup biteni kavrayamıyor. İlginçtir, ‘faiz indirimi dursun’ diyenlerin yanı sıra faiz artırmanın gerektiğini söyleyen iş insanları var artık. Bankacıları söylemiyorum. Reel sektörün temsilcileri. Hammadde alımından sipariş teslimine kadar kesinlikle fiyat belirlemekte büyük güçlük içindeler. Vadeli satışlar durdu. Peşin paraya da hemen mal veremiyor. Malı verdiğinde de ‘eğer fark oluşmuşsa onu da almak durumundayım’ diyor…

Ağaoğlu: Çünkü anlamadığınız, bilemediğiniz bir yerde korkarsınız. Faiz indirerek sağlayacağımızı düşündüğümüz faydaya karşı ödeyeceğimiz bedel o kadar yüksek oluyor. Güven sarsılınca tekrar inşa etmek çok zaman alıyor. Maalesef görevden af veya istifalar gibi bir şey olursa, ki piyasada bekleniyor, o zaman problem daha da artacak demektir.

Güldağ: Acaba biz kur serbest piyasada belirlenir derken, süreç büyük bir devalüasyona dönüşür mü? 1994 gibi…

Ağaoğlu: Sürekli yükselen bir kur serbest piyasa değildir. Satamıyor kimse. Eline döviz gelmiş olan ihracatçı bile… Satsa canı yanacak. Ama 94’teki bambaşka, korkunç bir şeydi.

Güldağ: Nerede durur sence?

Ağaoğlu: Kimse satmayıp, DTH’ını bozmazsa yön yukarı…

Güldağ: Yalnız şu anda gördüğüm döviz giriyor. Net hata noksan 15 milyar dolar civarında. Bavul ticareti ciddi arttı. Tamam swapları çıkarınca Merkez’in rezervi eksi 30 milyarlarda ama altını da dahil ettiğiniz zaman 5 milyar dolar civarında artıda rezervler. Cari fazla da veriyoruz iki aydır. Ama TL’deki değer kaybı korkunç boyutlara vardı.

Ağaoğlu: Şu an parametrelerimiz, gene cari fazlaya dönüyor. Merkez Bankası, çekirdek enflasyonu söylüyor. Ama bunların hiçbirisi bir stabilite kazanmış değiller. O yüzden makro ekonomik bir model oturtup buna göre bir değer tespiti yapmak bile neredeyse imkansız. Bir de hangi gün nasıl bir sürprizle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz. Bu ay önemli dış borç ödemeleri var. Onlar geride kalınca aralık ayında biraz daha istikrarlı bir ortam beklerim. Aralık ayının ikinci yarısı tatil ayıdır. Ocak ayının ilk iki haftası da öyle. Aralık ayının ortasına kadar bir sükûnetle gelsek bir dengeye kavuşacağız gibi… Çok zorladığında 11,25-11,50 arası diyeyim dolar için. Ama son 2 ayda 3 kere sene sonu kurunu değiştirdik. Bilmiyoruz, gerçekten bilmiyoruz. Şu andaki ortam tam bir opak ortam.

Güldağ: Doğrusu yapılan açıklamalar da bu opak ortamı daha da opak hale getiriyor. Fotoğrafçı deyimiyle fl uluk arttı, netlik iyice azaldı. Tahmin çok zor.

Ağaoğlu: Aralıktan sonra netlik biraz daha artabilir umudunu taşıyorum. Tabii iş yine yönetimde bitecek. Nasıl yönetileceğiz? Olasılıkları fazla zorlamamak lazım. Zorlarsanız sonuçta ortaya çıkacak manzara da sizin hayal ettiğinizden çok farklı bir yerde olabilir.

Enflasyonun ana nedenlerinden biri doğalgazla birlikte petrol

Güldağ: Petrolde de ilginç hareketler oldu. 80 doların altına bir sarktı…

Ağaoğlu: Orada özellikle İran denklemi var. İran’ın ne yapacağı ve nükleer görüşmelerde ne gibi mesafe kaydedileceği meseleleri var. Dünyada yükselen enflasyonun nedenlerinden biri de doğalgazla birlikte petrol. Şimdi iyi haber doğal gaz geri çekildi, bunun önemli bir avantajı oldu. Yani, Henry Hub bölgesindeki doğal gaz kontratları bu yıl içinde gördüğü seviyelerin oldukça gerisine geldi. 6,47 gibi bir seviyeyi görmüştü. Şu anda 5’in altında. Bu biraz rahatlatıyor.

Güldağ: Bir de kış çok soğuk geçecek endişesinin kısmen de olsa kayboldu sanki…

Ağaoğlu: Evet, bunun petrole yansıdığını da görüyoruz. 85 dolarları ben kısmen zirve gibi görüyordum, orada kaldık. Yeni yılın ikinci yarısından itibaren şubat, marttan itibaren daha net bir resim ortaya çıkacak. Ben çift hanelerden 3’lü hanelere geleceği beklentisine şu anda katılmıyorum.

Güldağ: 100 dolar seviyesini kısa vadede görmeyiz yani…

Ağaoğlu: Evet. Bir de bunu destekleyen ne var dersen, üretim tarafında bizim yaşadığımız sorunu Çin de bir süre önce yaşamaya başladı. Onların da kendi iç piyasasında arz ve tedarik problemi var. Talep düşüşü de var. Bunun içinde Çin’in büyüme hızındaki düşüşün de payı var.

Güldağ: Çin için yüzde 3-4 beklentileri var.

Ağaoğlu: Emtia fiyatlarına bakarak kestirmeye çalışıyorum, çok düşeceğini de zannetmiyorum. Çin’de sıkıntıyı yaratan bu emlak sektöründeki Evergrande ve arkasından gelen 2 tane daha şirket oldu. Çin ‘kol kırılır yen içinde kalır’ yaklaşımıyla bir şekilde düzeltir meseleyi. Çin’in A grubu bonolarıyla bu ‘çöp’ kağıtları arasındaki spread açılmakla birlikte kaliteli şirketlerin bonolarında bir yıkılma olmadı. Bu halen daha Çin tarafında umudun sürdüğünü gösteriyor.

Güldağ: Ya emtia tarafı?

Ağaoğlu: Özellikle endüstriyel emtia tarafı, bakır, alüminyum ve nikel tarafına baktığında, bakır çok kritik eşiği geçti aşağı yönlü. Alüminyum çok kritik bir yerde, nikel 50 günlük hareketli ortalamasında. Buraları kıracak olursa aşağıya doğru emtia fiyatlarında bir parça gerilemenin hızlanabileceğini düşünüyorum. Ama bunun sebebinin bu sefer navlun değil Çin endişesi olacağını düşünüyorum. Tabii navlun problemi de halen daha devam ediyor. Muhteşem bir Çin talebi yerini ılımlı bir talebe bırakacak olursa, ki petrolde ABD’nin rezervlerini satması şu andaki petrol fiyatlarının düşüşünün sebebi, hakeza Çin’den de böyle bir hamle beklendi. Hatta sattı satacak diye haberler de geldi. Hatta bir ara endüstriyel metaller tarafında da stratejik rezervleri satması söz konusuydu ama bunları geçelim esas mesele Çin’in yavaşlıyor olması. Endüstriyel metaller tarafında bir parça gerilemeye sebep oldu. Kritik eşiklerde, bu hafta önemli eşiklerde eğer bunun altına inecek olursa özellikle bu 50-200 günlük hareketli ortalamaların altına inecek olursa bir parça daha gerileme olur ama benim beklentim kısa vadede bunu toparlasalar da ikinci denemede bu aşağı kırılacak. Ben şubat – mart döneminde özellikle metaller ve endüstriyel emtia tarafında bir gerileme olmasını bekliyorum.

Güldağ: Peki Avrupa tarafında bunu olumlu ya da olumsuz etkileyecek bir gelişme olur mu?

Ağaoğlu: Avrupa’nın üzerindeki tatil havasının bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum. Euro’nun değer kazanması Avrupa’dan dolayı olmayacak. Amerikan 10 yıllıkları şu anda 1,60’ta, 1,77’ye gitmezlerse, ki bir kere gittiler bir kere daha gideceklerini bekliyorum. Ama gitmezlerse Euro’daki düzeltme sayesinde bir miktar nefes alırlar ama çok majör bir ekonomik gelişme ve toparlanma emaresini göreceğimizi zannetmiyorum Avrupa’da.

Euro’da 1,1315 üzerinde kalınırsa…

Güldağ: Pariteye de bakmakta fayda var diye düşünüyorum. Amerikan 10 yıllıkları da etkili oluyor. Kısaca oraya ilişkin görüşün ve beklentin nedir?

Ağaoğlu: Benim için kritik olan 1,1300 seviyesi, ki oraya kadar gelir diye geçen hafta da konuşmuştuk. 1,1265’lere geldik hatta orada. Artık yeter çok aşırı satış bölgesinde Euro. Buradan düzeltme gelir. Teknik analiz olarak baktığımızda da önemli desteklerin olduğu bir bölge 1,1315 seviyelerinin üzerinde kaldığı sürece işin biraz daha pozitif tarafına bakabiliriz Euro için. Bunun altında bir kapanış olursa yine endişelenirim. Euroda aşırı satış bölgesindeyiz bir düzeltme gelmesi lazım. O düzeltme nereye kadar dersen 1,16 gibi bir seviye. Ama yakın zamanda olma ihtimali düşük. Dediğim gibi aralık ayının ikinci yarısından itibaren hareketler görece olarak azalacaktır diye düşünüyorum.

Paritede 1,09-1,12 arası görülebilir

Güldağ: Peki 1,70’lere, 1,77’lere hatta belki daha üstüne doğru giderse Amerikan 10 yıllıkları o zaman sen dolar/Euro paritesinde bire bire doğru bir hareket bekler misin?

Ağaoğlu: Olmaz ama 1,09-1,12 arasını tekrar ziyaret edeceğini düşünüyorum. 1,77 kritik orası kırılırsa kesin böyle bir risk var doğrusu. Dolar endeksini söyleyeyim, 96,60 ya da 95,80’de, 70’te olan dolar endeksi dxy 96,60’lara kadar gidebiliyor. O halen daha 1,1250-1,13 bandını yeterli kılıyor gidebilmesi için ama eğer o 100’e doğru gidecek olursa 1,09-,1,12 bandı mutlaka test edilir ama şimdilik beklemiyorum onu.

Güldağ: Ama böyle bir risk olduğunu da söylemekte fayda var. Bu Amerikan 10 yıllıklarını bizim iyi izlememiz lazım, ben de o kanaatteyim.

Kriptolar altın ve gümüşü yendi

Güldağ: Endüstriyel metaller düştü mü genellikle altın ve gümüşte bir yukarı doğru toparlanma görürüz. Bu klasik teoriler halen geçerli midir değil midir söz sende.

Ağaoğlu: Bu sene dediğim gibi bu enflasyona karşı teknik olarak altın ve gümüş güvenli limandı. Ne yazık ki kriptolar onları yendiler. Kriptolar da şu anda geri geldi. 67’leri geçemeyen Bitcoin şu anda 61’in altında ama genelde enflasyona karşı kendimizi korumak için kripto tarafı bizim için daha yeterli, geniş bir kesim var. İyi haber, altın için 1865 kritik seviye tam oralarda. Bu arada gümüş altını çok desteklemiyor, gümüşün desteklemediği altının tek başına yönetebileceği bir yükseliş olamıyor. Gümüş eğer 25,25’in hatta 25,35’in üzerine çıkıp altının da 1865’in üzerinde olursa altını 1930’lara kadar devam edecek bir hareketi gelecektir diye düşünüyorum. Ama yaklaşık 2-3 aydır söylüyorum anca 22,5’lerden 25’e getirdik gümüşü daha yukarı getiremedik.

DÜNYA Haber Merkezi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ