İş güvenliğinde başarı, ortak bilinç geliştirilmesiyle mümkün
Son yıllarda yürürlüğe giren düzenlemeler, iş kazalarının önlenmesine yönelik ciddi adımlar atılmasını sağladı. Ancak önleyici yaklaşımın hala yeterince benimsenmediğini görüyoruz. İş güvenliği, yalnızca denetim ve cezalarla sağlanabilecek bir kavram değil. Gerçek başarı, işverenlerin ve çalışanların bu konuda ortak bir bilinç geliştirmesiyle mümkün.

İş güvenliği sadece bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda insana verilen değerin en önemli göstergelerinden biri. Sanayileşmenin hızlanması ve iş gücünün çeşitlenmesi, iş güvenliği alanında daha güçlü önlemler alınmasını zorunlu kılıyor. Türkiye’de son yıllarda bu bilinç artmış olsa da hala aşmamız gereken birçok engel mevcut.
İş kazalarının düşük olduğu ülkelerde çalışanlar, koruyucu ekipman olmadan çalışmayı reddedebiliyorken, Türkiye’de çalışanlar, işverene masraf olacağı için işini kaybetme korkusuyla verilen ekipmanı bile kullanmaktan çekinebiliyor. Bu anlayışın değişmesi için, iş güvenliği kültürünü küçük yaşlardan itibaren yerleştirecek eğitim politikalarına ihtiyaç duyuluyor.
Standartları yükseltme prensibiyle çalışıyoruz
İş güvenliği sektörünün gelişmesi ve daha sağlıklı bir yapı kazanması, sektörde faaliyet gösteren firmaların ortak hareket etmesi ve güçlerini birleştirmesiyle mümkündür. Türkiye İş Güvenliği İş Adamları Derneği (TİGİAD) olarak sektördeki firmaları bir araya getirerek ortak sorunlara çözüm üretmek, iş güvenliği bilincini artırmak ve sektör standartlarını yükseltmek amacıyla çalışıyoruz. Derneğimiz, sektör temsilcileriyle kamu kurumları arasında bir köprü görevi üstlenerek, iş güvenliği mevzuatlarının geliştirilmesine katkı sunuyor ve sektördeki firmalara rehberlik ediyor.
İş güvenliği ekipmanlarına erişimde maliyet faktörü: Özellikle ithal edilen kişisel koruyucu donanımlara (KKD) uygulanan yüksek vergiler ve maliyete direkt etki eden yıpratıcı gümrük süreçleri kaliteli ekipmanlara erişimi zorlaştırıyor.
Bilinç eksikliği ve eğitim ihtiyacı: Çalışanların ekipmanları yalnızca bir zorunluluk olarak değil, kendi güvenlikleri için bir gereklilik olarak görmeleri sağlanmalı.
İşverenlerin maliyet kaygısı: Bazı işletmeler iş güvenliğine yönelik harcamaları bir ek yük olarak görüyor ve bu alanda yeterli yatırım yapmıyor. Bu sorunların çözümü için devlet, işverenler ve sektör temsilcileri arasında daha güçlü bir iş birliği gerekiyor. İş güvenliğinin bir maliyet unsuru olarak değil, iş verimliliğini artıran bir unsur olarak görülmesi sağlanmalıdır.
Ulaşılabilir ekipman için ortak çözümler üretmeliyiz
İş güvenliği ekipmanları, kriz anlarında hayat kurtaran unsurlardır ve bunların kolay erişilebilir olması hayati önem taşır. Bu yüzden Kişisel Koruyucu Ekipman (KKD) ürünlerinin ithalat süreçlerindeki vergi uygulamalarına, yıpratıcı gümrük süreçlerine, nihayetinde bu ekipmanların herkes için ulaşılabilir olması adına düzenlemeler yapılmalı. Amacımız, bu kritik ekipmanların hem daha kolay temin edilmesi hem de en uygun fiyatlarla sunulabilmesi için ortak çözümler üretmek olmalıdır.
Türkiye’de iş güvenliği konusunda önemli ilerlemeler kaydedilse de hala alınması gereken ciddi önlemler bulunuyor. İş güvenliği bir maliyet değil, iş gücünü koruyarak üretkenliği artıran bir yatırımdır. Çalışanların sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışmasını sağlamak, sadece bir yasal gereklilik değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur. TİGİAD olarak, sektördeki tüm firmaları iş güvenliği alanında ortak hareket etmeye ve Türkiye’de daha yüksek standartlar oluşturmak için birlikte çalışmaya davet ediyoruz.