FirmaHBR.COM'a Hoşgeldiniz!

Tarımda sürdürülebilir üretimin hikayesi teknoloji ile yazılacak

İş Bankası’nın DÜNYA gazetesi işbirliğiyle 2008 yılından bu yana gerçekleştirdiği İş’le Buluşmalar Toplantısı’nın 44.’sü İzmir’de gerçekleştirildi. “Tarımda teknoloji ve sürdürülebilirlik” konulu toplantı kapsamında tarım sektörüyle ilgili farklı kesimlerden temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilen panelde tüm olumsuzluklara rağmen tarım sektöründe ciddi bir potansiyel olduğuna dikkat çekildi.

Tarımda sürdürülebilir üretimin hikayesi teknoloji ile yazılacak

İş Bankası ve DÜNYA gazetesi işbirliğinde düzenlenen geleneksel İş’le Buluşmalar Toplantısı’nın 44’üncüsü Sürdürülebilir Tarım, Yaşanabilir Gelecek başlığıyla İzmir’de gerçekleştirildi. Kaya Termal Oteli Konferans Merkezi’nde gerçekleşen ve yoğun ilgi gören etkinlikte konuşan panelistler tarımda sürdürülebilir üretimin hikayesinin teknoloji sayesinde yazılabileceğine dikkat çektiler.

DÜNYA Üst Yöneticisi Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen açılış töreninde konuşan İzmir Ticaret Borsası (İTB) Başkanı Işınsu Kestelli Tarım 4.0 ile birlikte başlayan akıllı tarım sürecine adaptasyon için oluşturdukları İzmir Tarım Teknoloji Merkezi (İTTM) ile oluşturacakları Ar- Ge ve inovasyon ekosistemine dikkat çekerken, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar ise alım garantili tarım sistemine geçilmesi gerektiğini vurguladı.

İTTM, TARIMA ÖZEL TEKNOLOJİK ÇÖZÜMLERDE ÖNCÜ OLACAK

2010 ve sonrasında bilgi teknolojilerinin tarımın bir parçası haline gelmesiyle birlikte Tarım 4.0 veya yaygın kullanımıyla “Akıllı Tarım” dönemi başladı. Bu konuda hayli disiplinli bir politika izleyen ülkelerin hızla yol alırken ülkemiz tarımı ile ilgili araştırmaları sonucunda daha çok teknoloji, bilim ve finans kaynaklarına daha kolay erişimle birlikte gençliğin enerjisine ihtiyacımız olduğu ortada. Bu konuda araştırmalarımız bizi İzmir Tarım Teknoloji Merkezi’ni (İTTM) hayata geçirme mücadelesine yöneltti. “Living-Lab” konseptinde faaliyet gösterecek İTTM, ülkemizde tarım sektörü için bilişim teknolojileri temelli çözümlerin üretileceği ilk Ar-Ge ekosistemi olacak. İTTM’nin merkezinde start-up’lar, tarımsal teknoloji ile çalışan firmalar yer alacak. Bu eko sistemde tarım işletmeleri ve çiftçiler, tarım makineleri üreticileri, kamu ve özel sektör araştırmacıları ve akademisyenler, teknoloji firmaları, finans kurumları, yatırımcılar ve öğrencilerin katılımıyla desteklenecek. İTTM’de geliştirilecek yeni teknolojiler sayesinde üretimde verimlilik artışı ile kaynakların daha etkin kullanılması sağlanacak. Kuruluşuna katkı verdiğimiz Tarıma Dayalı İhtisas OSB’ler, bu hedefe ulaşmada öncü rol oynayacak. Tarım, aynı zamanda sosyal adalettir. Herkesin bu gerçeği göz ardı etmeden, sürdürülebilir bir tarım ekosistemi kurmak için yeni teknolojilerin sektöre entegrasyonu konusunda tüm paydaşların elini taşın altına koyması gerekiyor. Artık daha çok kazanmak veya sadece karnımızı doyurmak için değil daha iyi bir dünyada huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir şekilde yaşamak için akıllı tarıma ihtiyacımız var.

ALIM GARANTİLİ TARIM SİSTEMİNE GEÇİLMELİ

Hedef odaklı bir şekilde yola çıktığımızda başaramayacağımız şey yok. Yaşanılan olumsuzlukları çözüm odaklı yaklaşım ile çözebiliriz. Pandemide gıdayı ve sağlığı öğrendik. Gıdanın önemi burada ortaya çıktı. 1993-1994’te ihracat 13-14 milyar dolar iken tarımın payı yüzde 16’ydı. Bugün yüzde 5’ler seviyesinde. Bunun sebepleri olmalı. Demek ki üretici, ürünün karşılığını alamıyor, tarım alanları başka amaçla kullanıma açılırken, ürünün toplanma zamanında değişen stratejiler dolayısıyla ürün para etmiyor. Dolayısıyla alım garantili bir tarım sistemine geçildiği zaman biz bu sektörün en büyük sorunlarından bir tanesini çözmüş oluruz. Girdi tedarik sistemimizi yeni baştan gözden geçirmemiz gerekiyor. Biz iş insanlarının en büyük ihtiyacı önümüzü görmek. Bunun da tek yol haritası var. Devletimizin kalkınma planları olmalı. Üretime odaklı, üretime endeksli konuları gündeme getirdiğimiz zaman ülkemizin önü açık.

“Tarımda dijitalleşme ve akıllı teknolojinin önü açılmalı”

Sürdürülebilir Tarım, Yaşanabilir Gelecek başlığıyla yapılan İş’le Buluşmalar Toplantısı’nda DÜNYA Koordinatörü Didem Eryar Ünlü koordinatörlüğünde “Tarımda Teknoloji ve Sürdürülebilirlik” konulu panel gerçekleştirildi. Tarım sektöründe dijitalleşmenin öneminin vurgulandığı panelde, devletin hibe sistemine akıllı makineleri koyması, bankaların da kredi sistemlerinde akıllı makinelere yer vermesi gerektiği belirtildi.

PETROL DEĞİL, GIDA ÜRETEN ÜLKE ÖNE ÇIKACAK

Tarımda hikayenin mutlu sonla bitmesi için uğraş vermemiz lazım. Pandemiyle birlikte farkındalık ortaya çıktı. Sanayicinin, gençlerin tarıma ilgisi artıyor. Bu bizim çözümü nerede aramamız gerektiğini gösteriyor. Dünyada yaşanan kriz, üretim odaklı değil. Sürdürülebilirlik pandemiyle birlikte öne çıktı. Yeşil mutabakat, tarladan çatala süreci öne çıkarmaya başladı. Çözümü Türkiye’de, Türkiye’nin koşullarına uygun olarak üretmeliyiz. Bütüncül bir politika ihtiyacı var ve bunun eksiksiz uygulanması gerekiyor. Dönüşüm çok kolay değil; zor olacak. Dijitalleşme, akıllı tarım konularına pandemi ile birlikte ilgi yoğunlaştı ama bunu talep edenler bu işe sonradan giren beyaz yakalılar. Ama tarım bilgileri yok. Geleneksel üretim yapanların kadim bilgisi var. Gençlerin teknoloji bilgisi ile üretim bilgisini birleştirebilirsek ciddi bir atılım yapabiliriz. Tarımda teknoloji kullanımı ise veri ile mümkün. Birçok üretici özel bilgi diyerek veri girmiyor. Dolayısıyla dijital, teknolojik bilginin tarımda kullanımı yaygınlaşmıyor. Buraya tarım örgütlerinin de girmeleri gerekiyor. Tarımda sosyal güvenlik şemsiyesinin sağlanması da kırsalda gençlerin tarımdan kopmasına engel olur. Ayrıca aile çiftçiliğinin mutlaka ayakta tutulması gerekiyor. Türkiye, tarımdan zenginlik üreten bir ülke olarak politikalarını buna uygun geliştirdiği takdirde birçok sorunu çözebilir. Ekonomik krizden çıkışın önemli unsurlarından biri de bu. Geçmişte petrol üreten ülkeler kavramı, gıda üreten ülkeler kavramına dönüşürken, Türkiye bu alanda yer alabilecek önemli ülkelerden birisi.

DEVLET HİBE SİSTEMİNE AKILLI MAKİNELERİ ALMALI

Sürdürülebilir tarım için yapılması gereken pek çok şey var. Toprak ve su kaynakları sürdürülebilir kullanılmalı, çiftçinin sürdürülebilir tarım yapabilecek finansal gücü olmalı, finans yapısı güçlendirilmeli, üretici örgütleri güçlenmeli ve tarım ürünlerini kullanan sanayicilerle işbirliği içinde olmalı. Bunun için bir danışma kurulu oluşturulmalı. Bu, sahaya uyumsuz olan planların önüne geçilmesine vesile olur. Sürdürebilir tarım yapabilmesi için çiftçinin sürdürülebilir kârlılığı lazım. Türkiye’de bugüne kadar hibe desteği, üzerinde donanımı, yazılımı olmayan makinelere verildi. Devletin hibe sistemine akıllı makineleri koyması, bankaların da kredi sistemlerinde akıllı makinelere yer vermesi gerekiyor. Savunma sanayisinin kullandığı teknolojilerle akıllı tarım teknolojileri birbirine çok benziyor. Dolayısıyla Türkiye’nin mühendis gücü akıllı tarım teknoloji geliştirme becerisine sahip. Yapmamız gereken savunma sanayi teknoloji şirketlerinin bir kısmının akıllı tarım işlerine, katma değerli teknolojilere girmesini sağlamak. Katma değerli teknoloji ihracatını yapabilmek. Bunu yaparsak önümüzde ciddi fırsat var.

TARIMDA TEKNOLOJİ KULLANIMI TERCİH DEĞİL, ZORUNLULUK

Eskiden “mininum girdiyle maksimum verim elde edelim” anlayışı bir yere kadar işledi. Şimdi minimum girdi, optimum verim ve bunun yanında da çevreye duyarlı karbon nötr, adil yaklaşımları öne çıktı. Tüketici sadece ürünü değil, o ürünün nasıl yetiştirildiğini sorgular hale geldi. Artık, tarımda teknoloji kullanımı bir tercih değil, zorunluluk. Çiftçilerin dijital karar desteğine ihtiyacı var. Çiftçiler için o altyapıyı oluşturmak lazım. Çiftçinin alın terine akıl teri eklendi. Bunu Türkiye için büyük fırsat olarak görüyorum. Önümüzdeki 10 yılda tarımda verim artışının yüzde 85’i teknoloji, sulama ve birim alandan verim artışından sağlanacak. Yüzde 10’u ikincil ürünlerle, yüzde 5’i ise yeni tarım alanlarından oluşacak.

TEKNOLOJİK UYGULAMALARI YAYGINLAŞTIRMALIYIZ

İleri düzeyde teknoloji kullanmamıza rağmen cesaret edip yeni bir şirket alamıyoruz, başka bir çiftlik kuramıyoruz. Çünkü kâr edemiyoruz. Türkiye’de konsolidasyon olması lazım ama yem maliyetleri gibi baş edemediğimiz konular var. Dijital konuda süt üretiminde, maliyet yönetiminde çok başarılıyız. Çok ciddi bir efor ve altyapı var. Bunları yaygınlaştırmak gerekiyor.

ÜRETİCİYE DESTEK TEKNOLOJİ İLE BİRLEŞTİRİLMELİ

Sınırlı kaynaklarla sürekli artan ihtiyaçları karşılama zorunluluğumuz var. Bunun yolu da sürdürülebilir tarımdan geçiyor. Bunu artan ihtiyaçlara karşı bir çözüm olarak görüyoruz. Üreticimize desteği teknoloji ile birleştirerek, ihtiyaç duyulan dönüşüm noktalarını finanse ederek, bu eko sistemde işbirliklerini gözeterek, finansal bir kurumun dışında konumlanarak, kimi zaman sosyal girişimci, kimi zaman sivil toplum kuruluşu olarak farklı pencerelerden bakarak sektöre katkı sağlamaya çalışıyoruz. Finans kuruluşlarının destek olarak ve tarım eko sisteminin sağlıklı büyümesi için öncelikle teknoloji, Ar-Ge, çiftçilerin bilinçlenmesi, depo gibi pek çok konuda yatırım ihtiyacı var. Teknoloji artık, bir zorunluluk ve bir mazot gibi tarımın ana girdilerinden biri haline geldi. Dolayısıyla sektöre öncülük eden uygulamaları bizzat hayata geçirmemiz gerekiyor. Biz bu alanda güçlü yol haritasını belirledik. Çiftçilerin üretim süreçlerini dikkate alarak onları her alanda destekliyoruz. Ülkemizde tarım sektörünün gelişmesi, tarımsal üretimin verimli şekilde artırılması esasen milli bir mesele ve stratejik bir konu. Bu şekilde ele alınması gerekir. Ekosistemin paydaşları olarak engelleri aşacağımıza olan inancımız tam. İş Bankası olarak bu noktada elimizi taşın altına koyuyoruz.

Tarım danışma kurulu oluşturacağız

Türkiye’de ne kadar verimli ova varsa, her ovada bir tarım ihtisas şubesi açma sözümüz var. Türkiye’deki tarımın yapıldığı her yerde tarım ihtisas şubesi olacak. Saruhanlı Şubesi, Gediz Ovası’ndaydı. Bakırçay Ovası’nda da bir şubemiz olacak. Bunları da 26 Ağustos 2024’e kadar tamamlayacağız. Çiftçi çocuğu olarak bankacı olan arkadaşlarımız var. Tarıma karşı yetkinlikleri var. Onların yanında ziraat mühendisleri istihdam etmeye başladık. Onlara bankacılık eğitimi vererek gelişiyoruz. Çevre mühendisi, enerji mühendisi, gıda, yenilenebilir enerji, sürdürülebilirlik konusunda farklı disiplinlerden arkadaşlarımızı ekliyoruz. İş Bankası Tarım Danışma Kurulu oluşturma kararı aldık.

Yol göstericimiz bilim olacak

Son dönemde girdi fiyatlarında yaşanan artışlar, yönetilmesi zor bir süreç başlattı. Özellikle gübre ve kimyasal girdilerde yüzde 228 gibi bir artış söz konusu. Bunun içinde iklim değişikliğinin yarattığı etkiler, pandeminin artırdığı maliyetler, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yarattığı faktörler var. Ama bunun yanında yaşadığımız kur şoklarının da etkisi var. Bunun bir kısmını yönetebiliriz. Bir kısmı ise hala önemli bir maliyet kalemi olarak karşımızda. O zaman ülke, kurumlar ve bireyler olarak çiftçilerimizle el birliği içinde yönetemediğimiz alanları mümkün olduğunca yönetebilir, verimlilik artışı sağlayacak alanları daha dengeli bir hale getirebiliriz. Burada da yol göstericimiz bilim olacak. Bunu banka olarak çok önemsiyoruz. Teknolojiyi daha çok tarımın içine katmak, bunu yaparken ziraat fakülteleriyle iş birliği yapmak, oradaki öğrencilere tarım bankacılığını öğretmek, aynı anda çiftçilerimizi yakından dinlemek önemli. Bugün açtığımız tarım ihtisas şubesinde olduğu gibi onlara ne kadar yakın olduğumuzu hissettirmek, çiftçilerimizin verimini artıracak, her alanda onlarla birlikte hareket edeceğimizi onlara anlatabilmek de önemli kazanımlarımız olacak.

Nihat Delibaşı

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ