Serdar Plastik, PCR uyumlu üretim için harekete geçti

Plastik ambalaj üretimi yapan Serdar Plastik, 2023 yılında Avrupa Birliği ve sonrasında Türkiye’de ambalaj üretiminde şart koşulacak yüzde 25 PCR uyumlu ambalaj üretimi için harekete geçti. Şirket, kullanılmış ve geri dönüştürülmüş ambalajlardan çıkan hammaddeden (PCR) üretim yapmak için makine parkurunu genişletiyor.

Her yıl düzenli olarak makine yatırımı yaptıklarını ifade eden Serdar Plastik Genel Müdür Yardımcısı Murat Kınacı, “2023 yılı itibarı ile öncelikle Avrupa’da, sonrasında ise Türkiye’de ambalaj üretiminde minimum yüzde 25 PCR, yani kullanılmış ve geri dönüştürülmüş ambalajlardan çıkan hammadde ile ambalaj üretimi yapmak şart koşulacak. Sektörel derneklerin ve ambalaj firmalarının bu alanda ciddi çalışmaları bulunuyor” diye konuştu. Serdar Plastik olarak bu kapsamda yatırımlarını hızlandırdıklarını belirten Kınacı, “Bizde elimizdeki çok katmanlı makinelere ek olarak, bu yıl içinde teslim alacağımız yeni makineleri bu doğrultuda çok katmanlı olarak sipariş verdik. Türkiye pazarında da bu geçişe en uygun parkura sahip plastik şişirme ambalaj firması olarak sektörümüzün bir adım önündeyiz” ifadelerini kullandı.

“Hatay’daki fabrikamızı büyüttük, sırada İzmit fabrikamız var”

2020’de 2 milyon Euro’luk makine yatırımı gerçekleştirdiklerini söyleyen Murat Kınacı, bunun yanında hat ekipmanları ve yan ekipmanlara da ciddi yatırım yaptıklarını dile getirdi. Bu yatırımları aynı hız ile 2021 yılında da sürdüreceklerinin altını çizen Kınacı, “Bu yıl içerisinde toplam 4 fabrikamızdan ikisini büyütme kararı aldık. Hatay’daki Inhouse fabrikamızı Mart ayı itibarı ile Antakya OSB’deki 22 bin metrekarelik bir tesise taşıdık. Derince, İzmit’teki Inhouse fabrikamızı ise 2021 yılsonu itibarı ile büyütmeyi hedefliyoruz” dedi. Kınacı, Derince’nin stratejik bir lokasyon olduğunu ve burada büyüyerek hem müşterilerinin ek taleplerini karşılamayı, hem de onlara daha iyi hizmet sağlamayı hedeflediklerini vurguladı.

“Hammadde fiyat oynaklığı satışları etkiliyor”

Cirolarının büyük bölümünü madeni yağ, temizlik ve kimya sektörlerinden sağladıklarını belirten Murat Kınacı, özellikle global güncellemeler ve standartları göz önüne alarak yatırımlarını devreye aldıklarını söyledi. Yeni makine, hat ve ekipman yatırımlarının yanı sıra Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına da odaklandıklarını bildiren Kınacı, “Madeni yağ sektörünün PCR geçiş sürecinde öncülük edeceğini, sonrasında ise temizlik ve kimya sektörlerindeki müşterilerinden bu taleplerin geleceğini öngördüklerini belirtti. Hammadde fiyat oynaklığından sektörün çok ciddi şekilde etkilendiğini ve satışlarında kayıplar yaşadığına dikkat çeken Kınacı, şunları kaydetti: “Her ne kadar zorunlu tüketim malı satsak da, tüm emtiada yaşanan yüzde 100’ün üzerinde ki artış bizim sektörümüzü de etkiledi. Devletimiz, dışa bağımlı olduğumuz hammadde girdileri üzerinde ki vergileri indirerek bu süreçte üreticileri korumalı.” şeklinde konuştu.

KAYNAK : Dünya Gazetesi