FirmaHBR.COM'a Hoşgeldiniz!

Publicis Groupe Türkiye CEO’su İnanç Dedebaş: Biz medya yatırımına bağımlı olmayacağız

Bugün grup olarak şirketlerin pazarlama departmanlarının dışındaki birimlere de dokunan işler yaptıklarını söyleyen Publicis Groupe Türkiye CEO’su İnanç Dedebaş, “Böyle düşünüldüğünde bizim gibi yapılara salt reklam ve iletişim grubu dememek gerekiyor. İş dönüşümü ortağı olarak dijital, teknoloji, veri, içerik ve iletişim konularında çok önemli danışmanlıklar veriyoruz” diye konuşuyor.

Publicis Groupe Türkiye CEO’su İnanç Dedebaş: Biz medya yatırımına bağımlı olmayacağız

FATOŞ BOZKUŞ

Publicis Groupe, üç yıl önce pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bünyesinde bulunan tüm ajans markalarının yetkinlik ve uzmanlığını içinde barındıran, müşterilerin iletişim ve dijital dönüşüm alanındaki tüm ihtiyaçlarını tek bir çatı altında sunmak üzere tasarlanan Publicis One modeline geçmişti. Geçiş döneminde ‘’Power of One’’ felsefesine de vurgu yaptığı için kullanılan Publicis One çatı markası yerini geçen yıl içinde Publicis Groupe Türkiye’ye bıraktı.

Salgınla birlikte mart ayından itibaren ‘istediğin yerde çalış’ modeline geçen Grubun yönetimi pandemi dönemini ciddi yatırımlar yaparak geçirdi. Önce medya, yaratıcı ve teknoloji ekiplerine sektörden başarılı isimler dahil edildi, ardından daha önce karar verildiği gibi pandemi öncesindeki dönemde 5 farklı lokasyondan 2 lokasyona düşmüş, 7 temel uzmanlık ve 11 ajanstan oluşan yapı, tek lokasyonda Bomonti’deki Publicis Campus’de bir araya gelmek için tüm hazırlıklarını tamamladı.

Geçen hafta bir araya geldiğimiz Publicis Groupe Türkiye CEO’su İnanç Dedebaş, pandemi döneminde şirketin danışmanlık kaslarını iyice güçlendirdiklerini ve kritik bazı kapasitelere ek yatırımlar yaptıklarını söyleyerek, artık kendilerini bir reklam ve iletişim grubu olarak tanımlamanın yetersiz kaldığını anlattı.

Bir süredir duran bazı süreçlerin hızlanacağını ve 2021 yılının ilk çeyreği itibariyle reklamverenlerin ajans değiştirme yönünde çalışmalara başlamasını beklediğini ifade eden Dedebaş ile hem Publicis Groupe Türkiye’deki değişimi hem de sektörün geleceğini konuştuk.

• Publicis Groupe Türkiye bünyesinde bugün hangi alanlarda kaç ajans bulunuyor?

Pandemi sonrasında tek lokasyonda olabilmek için tüm hazırlıklarımızı finalize ettiğimiz yapımızda en iyi yeteneklerle en güçlü uzmanlıkları önceliklendiriyoruz. Veri, performans pazarlama, affiliate, e ticaret, içerik, prodüksiyon, medya, reklam, sağlık, PR gibi alanlarda uzmanlaşmış 11 ajans ve 330 çalışan Publicis Groupe Türkiye bünyesinde yer alıyor.

• 11 ajansın tek bir lokasyonda, tekleşen destek birimleriyle, tek P&L ve tek CEO altında faaliyet göstermesi size ve reklamverenlere ne kattı?

Her şeyden önce birbirinin tamamlayanı olan marka değer zincirinin farklı alanlarına dokunan uzmanlıkların birbirini daha iyi tanımalarını sağladı. Ajans markaları üzeri ve uzmanlık odaklı bu yapıda, merkeze markayı ve onun iş problemlerini daha rahat koyabildik. Bu da markalar adına büyüme ve iş dönüşüm stratejilerini konuşurken daha çözüm odaklı olmamızı sağladı. Aralarındaki duvarlar yıkılmış uzmanlıklar, çözüm için daha rahat bir araya gelir oldular. Ayrıca bu portfolyöyü yönetirken, çalıştığımız markalar için kritik olan uzmanlıklara daha rahat yatırım yapabilir hale geldik. Destek birimlerin dışındaki veri analitiği, tüketici iç görüleri, strateji, SEO, dijital analitik ve varlıklar, inovasyon, teknoloji, prodüksiyon gibi uzmanlıklar kendi duvarlarından kurtulup bütün grubun merkezine doğru geldiler. Bilgi akışı demokratize oldu ve işbirlikleri arttı. Eskiden bir ajansın duvarları arasında saklı kalan bu uzmanlıklardan tüm ajanslar ve müşterilerimiz faydalanabilir hale geldi. Birlikte daha bütünsel bakabilen yetenekler reklamverenlerin işlerine de ciddi katkı sağladı.

Aynı zamanda bu durum, kaynak yönetimini daha doğru, esnek ve hızlı yapabilmeyi de beraberinde getirdi. Birlikte çalıştığımız şirketlerin ihtiyaçlarına göre esnek bir yapıda şekil alabiliyoruz. Yeteneklerimiz açısından da büyük kazanımları oldu bu yapının. Onların bizi çok fazla uzmanlığı içinde barındıran kocaman bir kanvas olarak görmesini sağladı. Çalışanlarımız için, çok farklı markalar için çalışabilecekleri ve yepyeni hikayeler yazabilecekleri bir ortam sağladık. Akışkan yetenek dediğimiz program dahilinde medyadan veri analitiğine, oradan yaratıcı ajansta stratejiye, oradan içerik planlama birimine rotasyon yapma imkanları oluştu. Geçmişe göre daha hızlı değişim isteyen yeteneklerimiz için çok kıymetli oldu bu.

• Reklam pastasının küçüldüğü bir döneme denk geldi bu değişim süreci. Siz nasıl etkilendiniz?

Son döneme kadar yüzde 20’lerde büyüyerek kendi network’ümüzde en iyi büyüyen ülkelerden olduk. Sonrasında oluşan sıkıntılı dönem bizi de etkiledi. Ancak bu yılın son çeyreğinde işler tekrar canlanmaya başladı. Aynı zamanda teknoloji, dijital varlık yönetimi, SEO, analitik, e-ticaret ve diğer danışmanlık işleri gibi reklam pastasındaki değişimden bağımsız olan alanlarda ciddi büyüdük. Kısa vadeli bakmadığı ve ülkenin reflekslerine güvendiği için bütün bu dönemde Publicis Groupe, Türkiye’yi önceliklendirmeye ve yatırım yapmaya devam etti. Biz bu dönemi, kendimizi yeniden değerlendirerek ve kritik bazı yatırımlar yaparak bir anlamda fırsata çevirdik. Bu yıl ortası itibariyle odağımız da artarak 2021 ve sonrası oldu.

•Yılın ikinci yarısında bu doğrultuda neler yaptınız?

Mart ayında beri çalışanlarımızın sağlığı ana önceliğimiz dedik ve çok erken bir tatbikatla başladığımız evden çalışma düzenini bugünlere kadar uzattık. Teknolojik altyapımız sayesinde hiçbir aksaklık olmadan bu dönemi geçirdik. İşin ve çalışana güvenin öncelikli olduğu esnek bir çalışma yapısında ileride de devam edeceğimizi düşünüyorum.

Daha hızlı ve pratik toplantılar sayesinde birbirimizi çok daha iyi tanıyabileceğimiz sanal buluşmalara ağırlık verdik bu dönemde. Ayrı olsak da daha bir kaynaştık diyebilirim. Ayrıca bir süredir planladığımız kritik bir yatırım hamlemiz oldu. Liderlik takımımıza önemli transferler yaptık. Kadın dengesinin daha da arttığı bir yönetim kurulu haline geldik. Ayşe Aydın, Publicis Groupe Türkiye CCO’su (Chief Creative Officer) oldu. Teknoloji ve inovasyonun başına Cansu Türkmen, medya bölümüne ise CCO (ChiefClient Officer) olarak Aylin Eker Aldinç’i transfer ettik. 5 farklı lokasyonda bulunan ofislerimizi Bomonti’deki ofise taşımaya yavaş yavaş başlamıştık. Pandemi döneminde bunu hızlandırdık. Bu çalışmalarımızı bitirdik. Heyecanla Bomonti’deki Publicis Campus’de bir araya geleceğimiz günü bekliyoruz.

• Mart ayından bu yana siz de grup olarak evden çalışıyorsunuz. Bunun ne gibi zorlukları oldu?

Şu anda ofisimiz tamamen kapalı. Süreci oldukça yakın ve esnek yönettik. Ofislere rezervasyonla çalışan kabul ediyoruz. Kapasitenin yüzde 20’sini geçmemeye özen gösteriyoruz. Çalışanlara online sistem üzerinden çalışacakları masa ve katları seçiyorlar. Burası bir anlamda bizim co-working space’imiz oldu. Reklamverenden aldığımız geri dönüşler olumlu. Evden de işler yolunda gidiyor. Ancak yeni yeteneklerin gelişimi konusunda bu dönemin verimli olmayacağını düşünüyoruz. Yeni yeteneklerin gelişimi konusunda istediğimiz kadar online eğitim modülleri, webcast’ler düzenlesek de onların yakın ve günlük bir ilişkisi olmadan geçirecekleri dönem gelişimleri adına çok verimli olmayacaktır. Şu an tek problem bu.

●Bu dönem konkurların oldukça az olduğu bir dönemdi. Reklamveren tarafından sizin kazanımlarınız oldu mu pandemide?

Mevcut müşterilerimizle iletişimimizi ve işbirliklerimizi güçlendirdiğimiz bir dönem oldu. Bunula birlikte her ajansımızda farklı kazanımlar oldu. Medya tarafından Tik-Tok, dijital medya satın almada Hayat Kimya, dijital danışmanlık tarafında L’oreal, kreatif tarafta Metro, Nivea, Anadolubank, B2B analitik modelleme ve danışmanlık tarafında Philip Morris, PR’da MasterCard ile çalışmaya başladık. Bu dönemde konkurlar uzaktan yapıldı. Birçok reklamveren süreçlerini erteledi. Önümüzdeki 6 ay içerisinde sektörde bu anlamda ciddi bir hareket olmasını bekliyorum.

●Pandemi döneminde hangi iş alanlarında reklamverenden daha çok talep aldınız?

Oluşan muazzam dijital göçle birlikte, bu alanda belki üç yılda olabilecek gelişmeler 6 ayda gerçekleşti. O nedenle bizim de dijital taraftaki işlerimiz arttı. Yatırımlar anlamında bakıldığında bugün, KOBİ yatırımları dahil rakamların tamamını tahminlediğimizde, toplam medya yatırımlarının yarısının dijitale yapıldığını söyleyebiliriz.

Çünkü pandemide değişen alışveriş alışkanlıklarıyla artmak zorunda kalan e-ticaret, sosyal medyada geçirilen süre, dijitale göçün hızlanması, şirketlerin kesintisiz tüketici deneyimi adına dijital alandaki yatırımlarını artırdı. Biz ise danışmanlık kaslarımızı büyüttük. İçerik optimize etmek, teknoloji, e-ticaret alt yapıları kurmak, dijitalde dönen organik veya satın alınmış içerikleri hazırlamak, influencer iletişimlerini tasarlamak gibi medya yatırımlarından bağımsız iş alanlarında bu dönemde çok daha aktif olduk.

●O zaman sizi salt bir iletişim grubu olarak adlandırmak da yanlış şu aşamada değil mi?

Açıkçası biz medya yatırımına bağlımlı olmayacağız. Şirketlerin pazarlama departmanları dışındaki birimlere dokunuyoruz. CTO’larla çalışıyoruz örneğin. Böyle düşünüldüğünde dediğiniz gibi bizim gibi yapılara salt reklam ve iletişim grubu dememek gerekiyor. Reklam, pazarlama işlerimizin yanı sıra iş dönüşümü ortağı, danışmanı ve uygulayıcısı olarak da çalışıyoruz. Bu çeşitlilik, kapsayıcılık bizleri beslerken, bu muazzam yetenek havuzu iletişim dışındaki alanlara da, dijital dönüşüm projelerine, istatistiki modelleme çalışmalarına, e-ticaret ve veri odaklı danışmanlıklara katkı vermemizi de sağlıyor.

●Uzmanlık dikeyinde buna hazır mısınız?

Altyapılarımız, teknolojilerimiz, araç ve sistemlerimiz ama en önemlisi birlikte çalıştığımız insanlar kadar güçlüyüz. Her biri kendi alanında çok iyi olan insanlarla çalışıyoruz ve çok güçlü bir kadromuz var. 2000’lerde ajanslarda belki 7-8 unvan ve uzmanlık alanı vardı. 2010’da bu 30’lara çıktı. Bugün ise 50’ye yakın unvan ve uzmanlık sayabiliriz. Biz kendimizi, modüler ve esnek bir yapısı olan, güçlü uzmanların bulunduğu, marka odaklı kültürün yaşadığı bir platform olarak tanımlıyoruz.

KAYNAK : Dünya Gazetesi

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ