FirmaHBR.COM'a Hoşgeldiniz!

Merkez Bankası, beklemeye geçti

Merkez Bankası, yüzde 14 olan politika faizini değiştirmedi. Baz etkilerinin ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağına işaret eden TCMB, ” Tüm politika araçlarında Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir” dedi.

Merkez Bankası, beklemeye geçti

Merkez Bankası yılık ilk Para Politikası Kurulu toplantısında yüzde 14 seviyesindeki politika faizini sabit bıraktı. Piyasa da Merkez Bankası’nın bu ay pas geçmesini bekliyordu. Böylece eylül ile başlayan 4 aylık faiz indirim sürece 2022’nin ilk ayında kesintiye uğradı. Merkez Bankası’nın PPK karar metni dezenflasyonist sürecin başlayacağına yapılan vurgu ve Türk Lirası’nı öncelikleyen geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme sürecinin yürütüldüğü ifadeleri ile dikkat çekti. Analistler oldukça iyimser ve yüzde 36’yı aşmış enflasyonla mücadelede oldukça ‘güvercin’ bir Merkez Bankası ile karşı karşıya kalındığını vurguladı. Yorumlar enflasyonla mücadelenin tamamen Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bırakıldığına işaret ederken 27 Ocak’taki yılın ilk Enflasyon Raporu’nda Merkez Bankası’nın biraz daha agresif olabileceği belirtildi.

Merkez Bankası’nın PPK metni oldukça dikkat çeken yeni ifadeler içeriyor. Öncelikle faiz indirimlerinin birikimli etkilerini izleyeceğine yönelik süre artık belirsiz bir zamana alındı. Kasım PPK metninde Merkez Bankası ilk yarıda para politikasının birikimli etkilerini takip edeceğini belirtmişti, aralık metninde ise bu süre ilk çeyrek olarak değiştirildi. Bu ayki metinde ise süre tamamen ortadan kaldırıldı ve yakından izlenmeye devam edildiği yer aldı. Bu ifade ekonomistleri ise ikiye böldü. Bazı ekonomistler böylece belli bir süre kendini bağlamak istemeyen Merkez Bankası’nın hemen şubat ayında bile faiz indirebileceğini vurgularken bazı ekonomistler ise bunun uzun ve belirsiz bir süre faizin sabit bırakılacağı anlamına geldiğine işaret etti. Bu yorumların ağırlık kazanmasının da etkisiyle dolar/TL 13.26 liraya kadar geriledi.

İkinci konu ise yine metne yeni eklenen ‘dezenflasyonist sürecin başlayacağına’ ilişkin ifade. Merkez Bankası PPK karar metninde “Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımlar ile birlikte, enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir” yönlendirmesi yer aldı. Bu durum uzmanların hangi enflasyona bakılarak dezenflasyonist sürecin başlayacağı ve hatta ekonomik tanım tartışmalarının başlamasına yol açtı. Ekonomistler bu yılın ikinci hatta üçüncü çeyreğinde yüzde 45-50 üzerinde enflasyon beklerken baz etkisinin ancak ve ancak gelecek yıl aralıkta etkili olmasını bekliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise ocak ayında enflasyonun zirve yapmasını ve sonrasında düşüş trendine girmesini öngörüyor. Merkez Bankası’nın yeni tahmine ve enflasyon patikasını ise 27 Ocak’taki enflasyon raporunda göreceğiz. Uzmanlar en hafif tabiriyle dezenflasyonist süreç ifadesinin metne girmesi aşırı iyimser buldular.

Üçüncü ve son yenilik ise Merkez Bankası’nın “Alınmış olan kararların birikimli etkileri yakından takip edilmekte ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında Türk Lirası’nı öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülmektedir” yönlendirmesi yine gözlerin 27 Ocak’a çevrilmesine yol açtı. Aralık metninde de fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütüleceği belirtilmişti. Demek ki yürütülen çalışmaya ilişkin ilk sinyalleri 27 Ocak’ta almamız muhtemel. Uzmanlar faiz aracının kullanılmadan TL’nin önceliklendirilmesine yönelik politikaların son 1 aydır uygulanan kur korumalı TL mevduatı ürünlerine enflasyon endeksli ürünlerin eklenmesi olabileceğini belirtti.   

Merkez Bankası’nın PPK metninde büyümeye yönelik ifadeler de tartışma yarattı. Özellikle metne yeni eklenen “büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken” yönlendirmesiyle ne kastedildiği anlaşılamadı. Uzmanlar ihracat dışında büyümeye sürdürülebilir bir katkı veren bileşen olmadığı yüksek enflasyon nedeniyle ise iç talebin katkısının azalacağını vurguladı. Ayrıca analistler 2022’de büyümede ivme kaybı beklentilerine dikkat çektiler. Metinde aralık ayındaki gibi cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörüldüğü yinelendi.

KAYNAK: DÜNYA

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ