FirmaHBR.COM'a Hoşgeldiniz!

Dünyada rekabetin yolu dijital ve yeşil dönüşümden geçiyor

SEDEFED tarafından düzenlenen 14. Rekabet Kongresi’nde ikiz dönüşüm olarak tanımlanan dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm rekabetçilik açısından
tartışıldı.

Dünyada rekabetin yolu dijital ve yeşil dönüşümden geçiyor

Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED), iş dünyası, kamu, akademi ve STK’ların daha rekabetçi olmaları hedefiyle düzenlenen 14’üncü Rekabet Kongresi’nde, “Dijital ve Yeşil Dönüşen Sektörler” teması ele alındı. Kamu, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile alanında uzman isimlerin katıldığı etkinlikte, ‘ikiz dönüşüm’ olarak tanımlanan dijital dönüşüm ve yeşil dönüşümün rekabetçilik açısından sektörlere etkisi masaya yatırıldı. Kongrede ‘Yeşil Dönüşüm Işığında Sektörlerin ve İş Dünyasının Geleceği’ ve ‘Dijital Dünyada Rekabetçilik’ adında iki de panel düzenlendi.

Kongrenin açılışında konuşan SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, Türkiye ve dünyanın büyük bir değişim ve dönüşümden geçtiğini belirterek, küresel rekabetçilik ve bölgesel kalkınmada sistemlerin değiştiğini kaydetti. Rekabetin, başarının ve ekonomik refahın bütünüyle yeniden tanımlandığı bir dönemde olduğumuz belirten Erdem, “Türkiye’nin değişen rekabet koşullarına uyum sağlayabilmesinin ise dijitalleşme ve yeşil dönüşüm odağında, nitelikli insan kaynağından katma değerli üretim ve ihracata, kendi değer zincirini güçlendirmesine ve dönüştürmesine bağlı. Bu kapsamda günün değişen trendlerini en küçük işletmeden en büyüğüne kadar yakalamamız için bir an önce harekete geçmeliyiz. Dijitalleşme yatırımlarını artırmamız ve yeşil enerjiye geçişi hızlandırmamız gerekiyor. Türkiye’nin ihracatta en büyük pazarı olan AB’ye ihracatımızı sürdürmek ve payımızı artırmak için Avrupa’daki Yeşil Mutabakat gelişmelerini de çok yakından takip etmeliyiz” dedi.

Kongrede konuşan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, küresel gelişmelerin hızlı ve sert olduğu bugünlerde ülke olarak yeni bir ekonomik kalkınma öyküsü yaratmak için tüm risklere hazırlıklı olurken, ortaya çıkabilecek fırsatların da kullanılması gerektiğini söyledi. İklim değişikliği ile mücadeleyi ve ekonomik yapıyı dijital teknolojiler doğrultusunda dönüştürmenin, kalkınma ve ekonomi politikalarının merkezine almanın bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Turan, “Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm bir trend değil, şirketler için zorunluluk. Türkiye’nin de bu dönüşümü zamanında ve tüm boyutlarıyla yakalaması için hızla harekete geçmesi gerekiyor. Türkiye’de istihdamın yüzde 70’ten fazlasını oluşturan KOBİ’lerin bu dönüşüme sağlıklı şekilde ayak uydurabilmesinin dijital dünyanın getireceği riskleri fırsata çevirmeleri için imkan sağlayacak. Bu fırsatın açılabilmesi için finansmana erişim ve fiziki altyapıların geliştirilmesi kadar kültürel ve organizasyonel dönüşümün sağlanması da gerekiyor” dedi.

“TÜSİAD olarak gelecekte ülkemizin rekabet gücünün korunmasının yeşil ve dijital teknolojiler konusunda katedeceğimiz mesafe ile çok yakından ilişkili olduğunu düşünüyoruz” diyen Turan, “Bu çerçevede, sanayimize yeşil ve dijital üretim tekniklerinin entegrasyonu, enerji verimliliğinin tüm değer zincirinde artırılması, daha az atığın ve daha fazla değerin yaratıldığı döngüsel yaklaşımıyla ürün ömrünün uzaması gibi alanlara yönelik Ar-Ge çalışmalarının finansal mekanizmalar aracılığıyla desteklenmesini öncelikli görüyoruz. İş dünyası olarak kendilerine düşen önemli görevlerden birinin, sektör ve ölçek fark etmeksizin genç beyinlerin Türkiye için katma değer üretmesini sağlamak” şeklinde konuştu.

Gelişen dünya ve ülke koşullarında reel sektörün sürdürülebilir rekabet gücünün arttırılmasının giderek daha çok önem kazandığını vurgulayan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez de, Sanayi Devrimi’nin kaçırıldığını ama yeşil dönüşüm için elimizin çok güçlü olduğunu söyledi. Dijital ve yeşil dönüşüm kaldıracının, her alanda Türkiye’nin yeni bir sıçrama yapmasını sağlayacağını ifade eden Sönmez, “TÜRKONFED olarak KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçleri ile ilgili yaptığımız araştırmalarda, Türkiye’de KOBİ’lerin yaklaşık yüzde 34’ünün finansal kaynak eksikliğinin dijitalleşmenin önündeki en büyük engel olduğu ortaya çıktı. Nitelikli insan kaynağının oluşturulması da dijital dönüşümde en önemli konulardan biri” dedi.

Dijitalleşmeye alternatifin olmadığını belirten Sönmez, “finansal kuraklığa ve orta eğitim tuzağıyla yetersiz insan değerine mahrum bırakılan şirketlerin, dijitalleşme çağını teğet geçeceğini” aktardı. Dijitalleşmenin hayatta kalma meselesi olduğunu ifade eden Sönmez, “İklim krizinin zorunlu bir getirisi olarak yeşil dönüşüm, teknoloji devriminin bir sonucu olarak ise dijitalleşme, sorunları ele alırken bize yeni perspektifl er ve imkanlar sunabilir. Yeşil dönüşümü Sanayi Devrimi kadar önemsiyoruz. Sanayi Devrimi’ni kaçırdık ama yeşil dönüşüm için elimiz çok güçlü. Dijital ve yeşil dönüşüm kaldıracı, her alanda ülkemizin yeni bir sıçrama yapmasını sağlayacaktır. Ülkemizin kronikleşen sorunu dış ticaret ve cari açık riskleri, yeşil dönüşüm ile fırsata dönüşecektir. Verimlilikten tasarrufa, eko-inovatif üretimden ihracata, yeni pazar avantajları sayesinde turizm sektörünün sağladığı katkı kadar dış ticaret açığını azaltmak mümkün olacak” ifadelerini kullandı. TÜRKONFED olarak ‘Dijital-Yeşil ve Toplumsal Dönüşüm’ eksenli olarak ‘3D’ şeklinde tanımladıklarını anlatan Sönmez, “Üçüz dönüşüm vizyonumuzla; dijitalleşen, yeşil dönüşüm sayesinde su ve enerji başta olmak üzere kaynak verimliliği ile hem cari açığı azaltan hem de yeni ihracat pazarlarında rekabet gücünü artıran, gelişmiş bir ekonomi için gelişmiş bir demokrasiyi içselleştiren, eğitimden kadına, gençlikten girişimciliğe toplumun tüm katmanlarını dönüşümün odağına alan hayalimizdeki Türkiye için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Şule Kılıç ise Avrupa’nın başlattığı Yeşil Mutabakat ile ilgili hedefl erin belirlendiğini, Türkiye’de de 2053 için net sıfır hedefi için aksiyonların alınmaya başlandığını söyledi. Salgın ile birlikte dijitalleşme sürecinin çok hızlandığını, iklim değişikliğiyle ilgili gelişmelerin ise atılacak adımların hızla atılması gerektiğini gösterdiğini aktaran Kılıç, ikiz dönüşümün; büyüme, karlılık, marka imajı ile doğrudan ilişkilendirildiğini belirtti. Nitelikli insan gücüne olan ihtiyacın dijitalleşme ile önemli bir unsur haline geldiğine işaret eden Kılıç, artık Toplum 5.0’ın konuşulması gerektiğini vurguladı. İklim finansmanı yaklaşımının, yeşil dönüşümün daha da hızlandırılmasının ve iklim hedefl erinin güçlendirilmesinin kendileri için önemli olduğunu belirten Kılıç, “EBRD olarak bir hedef koyduk, 2025 yılından itibaren her 100 TL’nin 50 TL’si yeşil projelere harcanmak zorunda. İçinde yeşil kavramı olmayan bir projenin finansmanını EBRD olarak konuşamıyoruz” dedi.

EBRD faaliyetlerinde Türkiye’nin önemli bir yere sahip olduğunu kaydeden Kılıç, Türkiye’nin, EBRD’nin faaliyet gösterdiği en büyük ülke konumunda olduğunu belirtti. 2009 yılında Türkiye ofislerini açtıklarını ve bugüne kadar 400 projeye 17,3 milyar Euro’luk yatırım yaptıklarını açıklayan Kılıç, şunları kaydetti: “EBRD olarak faaliyet gösterdiğimiz 38 ülke içinde Türkiye bir rol model. Her modelimizi ilk önce Türkiye’de uyguluyoruz. 17,3 milyar Euro’luk yatırımın yüzde 50’ye yakınının yeşil olduğunu belirtmek isterim. Bu da Türkiye’de bunu destekleyen bir özel sektör olduğunu gösteriyor. Çünkü EBRD olarak yaptığımız yatırımların yüzde 93’ü özel sektör yatırımları. Özel sektör bizim için vazgeçilmez bir paydaş.”

“Yeşil Dönüşüm Işığında Sektörlerin ve İş Dünyasının Geleceği” başlıklı panel DÜNYA Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelde konunun uzmanları tarafından dijital ve yeşil dönüşümün somutlaştırılması adına daha fazla çözümler ve fırsatlara odaklanıldı.

Panelde konuşan Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak, artık fon ve tüketicilerin özellikle büyük firmaların yaptığını yakından izlediğini belirtti. KOBİ’lerin durumunun birazcık daha vahim olduğunu ve belli açılardan bir olgunlaşma gördüklerini ifaden Kavak, “Bilinç seviyesinin geliştiğini TÜRKONFED’in davet ettiği bir etkinlikte 1,5 yıl önceye göre büyük mesafe kastedildi. Fakat orada da sıkıntımız şu, öyle gözüküyor ki henüz kabuktayız” dedi. Çevresel, kurumsal ve sosyal bakımından hem KOBİ’lerin hem büyük firmaların da büyük finansman sorunlarının olduğunu bildiren Kavak, “Şöyle bir zorluk, fırsat var. Küçükler zaten geminin yüzdürmenin derdinde. Büyükler gerçekten döneleceklerse birkaç sen sonra güçlü yapılarını korumak istiyorlarsa büyük yatırımlar yapması gerekiyor. Bunun için de finansman lazım. Kobiler özelinde de çok başlangıç seviyesinde oldukları için onlarda değişim kılcal damarlara kadar olmalı”

ESCON Enerji CEO’su Onur Ünlü, dijital ve yeşil dönüşümün bir fırsat olduğunu vurgulayarak, “Yeşil dönüşüm sürecine girişildiği zaman, bunun içinde her ne kadar global perspektif emisyonları azaltma üst başlığı da olsa günün sonunda emisyonu azaltmak için enerji tüketimimizi azaltmamız dönüştürmemiz ve yenilenebilirden tedarik etmeniz lazım” dedi. Bu süreç sonunda enerji tüketiminin yenilenebilirden karşılandığını ve bunun maliyetleri azalttığını aktaran Ünlü, “Bu da karlılığı artırarak, şirketleri daha çok büyütebilir. Yeşil dönüşüm sürecine KOBİ’leri hızlı adapte edebilirsek uluslararası tedarik zincirindeki pazar payı artıyor. Ve hiçbir şey yapmalarına gerek yok. Bizim KOBİ’ler bu dönüşümü ne kadar hızlı yaparsa diğer ülkelerdeki pazar payını hiç bir şey yapmadan alabiliyor. Üç ekoinovasyonla yeşil etiketli ürün ürettiğimiz zaman yine hiçbir şey yapmadan tüm dünyada pazar payım artıyor. Bu ülkenin tek milli meselesi var, o da enerjiyi etkin kullanmak” dedi.

AB Yeşil Mutabakatın iki ayağının olduğunu kaydeden Çiğdemtekin-Arancı Hukuk Bürosu Kurucu Ortağı Avukat Gamze Çiğdemtekin, “Bizi ilgilendiren AB’den gelen değişiklikler ve regülasyonlar. İlk önce Almanya’da bir kanun çıktı. Daha geniş kapsamlı olan bir direktif şeklinde AB tarafından da hazırlandı. Bu kanunlar Alman şirketlerine ve AB şirketlerine diyor ki ‘sizi AB bölgesinde ya da dünyanın başka yerde aldığınızda tedarikçilerin çevresel sosyal özelikle çalışan hakları bağlı ve yönetimsel bir takım kriterler ihlali edip etmediğini denetmekle yükümlü olmanızı sağlıyor. Bunu yapmadığınızda ciro bazlı cezalar kesilecek.’ Tedarikçi olan KOBİ’ler doğrudan veya dolaylı olarak bir ticari baskıyla karşılaşacak” dedi.

UNDP Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Büyüme Portföy Yöneticisi Pelin Rodoplu ise kalkınma programının temsilcisi olarak belirterek şöyle dedi: “Kalkınma bakanlığımız bunu çok yakından takip eder. Ama kalkınma pragmanın rolü aslında tüm global öncelikleri Türkiye’de uygulamaya koymak. Tekrarlanabilir ve ölçülenebilir başarılı hikayeler yaratmak. Enerji verimliliği konusunda UNDP global fonlar ve mekanizmaları herkesteler geçirmek adına portföyü aracılıyla bu görevci sürdürüyor. Yine model fabrikalar eğitim kuramları aslında. Hep altını çizdiğimiz noktalarda KOBİ’lerimizin kapasitesini geliştiren önemli araçlar. Şu an 8 model fabrika var. Bu fabrikalar ile firmalar girdi ve enerji verimliliği gibi kazanımlar elde ediyor.”

“Dijital Dünyada Rekabetçilik” konulu ikinci panel ise DÜNYA Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz moderatörlüğünde gerçekleşti. Panelde konuşan Habitat Derneği Kurucusu ve Başkanı Sezai Hazır, sürdürülebilir kalkınma teriminin çok kullanılan bir kavram olduğunu ve içinin çok doldurulmadığını ifade etti. Bunu birincisinin ekonomik kalkınma ve toplumun rafahı olduğunu belirten Hazır, ikincisinin ise sosyal boyut, demokrasi, hukuk ve adalet ve üçüncüsünün ise çevresel boyutunun yer aldığını aktardı. Hazır, “Rekabette bunu iki maddeye indiriyorum. Bunlardan birincisi nitelikli insan gücü, ikincisi artık dünyada rekabet internet altyapımız” dedi. Dijitalleşmenin aslında bir trend gibi başladığını aktaran Teknolojide Kadın Derneği Başkanı Zehra Öney, pandemiden sonra bir trend değil de çok önemli zorluluk olduğunun algılandığını söyledi. Özellikle veri bazlı şirketlerin KOBİ’lerin dijitalleşmesi konusunda çok önemli olduğunu belirten Öney, “Bizim üç odağımız eğitim, sürdürülebilirlik ve araştırma ölçülendirme” diye konuştu. Trendyol İcra Kurulu Üyesi Ozan Acar, “Bugün internet ilk çıktığı zaman perakende de kullanılan bir araç değildi. Şimdi bunu sunan pazar yerleri var. Kitlesel olarak 500 bin işletme pazara yerinden satış yapıyor. Buradan sataş yapmak demek bu internetin nimetlerinden faydalanmak demek oluyor. İnternetin üzerinden ticarette amaç ticareti kolaylaştırma. Çünkü her geçen gün ticaret içinde payını artıran bir alandan bahsediyoruz” ifadesini kullandı. AB’nin çok önemli bir dönüşüm içinde olduğuna dikkat çeken İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, “burada işin bir boyutu, bu sürecin Türkiye’yi nasıl etkilediği ve nasıl bir dönüşüm ihtiyacını ortaya koyduğunun önemli olduğudur” dedi. Nas, bu süreçte AB ile daha fazla uyum içinde nasıl hareket edilebilir, gibi ne önlemeler alınabilir üzerinde durulması gerektiğini ifade etti.

KAYNAK: DÜNYA

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ