Çalışan sağlığı, iklim krizinin yıkıcı etkileriyle de baş etmek durumunda
İş kazaları ve meslek hastalıkları gündemdeki önemini korumakla birlikte yeni risk unsurları da oluşuyor. Dünya genelinde her yıl 3 milyona yakın işçi, iş kazalarında hayatını kaybederken iklim değişikliği küresel boyutta çalışanların yüzde 70’inde ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor.

İnsan çalışma hayatı içinde kendini var ederek değer üreten bir canlı… Sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyümeyi sağlayan temel etkenlerden biri de bu dürtü olarak görülebilir. Bu nedenle insanların iş hayatına katılımı saygıyı hak eden bir davranış ve bütün çalışanlar güvenli, sağlıklı bir iş ortamını hak ediyor.
Aynı şekilde işletmelerin varlığını koruyabilmesi ve gelişimini sağlaması da iş yerinde oluşabilecek iş kazalarının önlenebilmesi ve meslek hastalıklarının oluşumunu durduran çalışma ortamları ile mümkün. Genel çerçevede bakıldığında iş ve işçi örgütleri, yerel yönetimler ve hükümetler ile uluslararası organizasyonların birlikte yürüteceği faaliyetler, bilgi paylaşımı daha güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmasını sağlayabilir.
Tarım, inşaat ve ormancılık tehlikeli sektörler arasında
Günümüzde ülkelerin çoğunluğunda İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) çerçevesinde daha güvenli bir çalışma hayatı oluşturulması adına çaba sarf ediliyor. Her ne kadar bu alanda zaman içinde elde edilmiş önemli kazanımlar olsa da iş sağlığı ve güvenli çalışma ortamı oluşturmak, kritik önemini koruyor.
Bununla birlikte çalışma hayatında yeni risk unsurları da görülmeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından paylaşılan verilere göre her yıl küresel boyutta yaklaşık 395 milyon çalışan, ölümcül olmayan iş yaralanmalarına maruz kalıyor ve yaklaşık 3 milyon işçi, iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor.
1.6 milyar işçi ultraviyole radyasyonuna maruz kalıyor
Geniş bir çerçeve oluşturularak açıklanan bu veriler, gezegen genelinde çalışanların sağlık ve güvenliğinin korunmasında yaşanan zorlukların sürdüğüne işaret ediyor. ILO’nun “Daha Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Ortamları için Bir Çağrı” başlıklı raporuna göre tarım, inşaat, ormancılık, balıkçılık ile imalat en tehlikeli sektörler arasında yer alıyor. Bu sektörlerde yaşanan iş kazalarında yılda ortalama 200 bin ölümcül yaralanma yaşanıyor. Yaşanan söz konusu kazalar da tüm ölümcül iş kazalarının yüzde 60’ından fazlasına denk geliyor.
Risk grubunda ilk sıralarda yer alan tarımda ise bu rapora göre dünya genelinde her üç ölümcül iş kazasından birine tarım işçileri maruz kalıyor. Ayrıca her yıl 2.41 milyar çalışan aşırı sıcağa maruz kalmakta. Çalışanların aşırı sıcağa maruz kalmalarının temel sebepleri arasında iklim krizinin getirdiği güçlükler de gösteriliyor.
Aşırı sıcaklar nedeniyle çalışma sırasında 22,8 milyon yaralanma yaşanırken, bu sebeple yılda 18 bin 970 işçinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. 1.6 milyar işçi ultraviyole radyasyonuna maruz kalırken, her yıl 18 bin 960 çalışan melanom dışı deri kanseri nedeniyle yaşamını yitiriyor. Açıklamada paylaşılan değerlendirmeye göre işyerinde aşırı sıcaktan kaynaklanan yaralanmaları önlemek için iyileştirilmiş güvenlik ve sağlık önlemleri uygulanarak küresel boyutta 361 milyar dolar tasarruf edilebileceği ifade ediliyor.
Türkiye’deki Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) istatistiklerine göre 2023 yılında toplam 589 bin 258 iş kazası meydana geldi ve bu kazalarda bin 972 işçi yaşamını yitirdi. Bununla birlikte toplam meslek hastalığı sayısı ise 946 olarak bildirildi. Bu rakamlar Türkiye’nin ILO standartlarının gerisinde kalmakta olduğunu gösterirken, ülke kalkınma hedefleri önünde ciddi bir engel teşkil ediyor. Türkiye’de iş kazaları en çok inşaat, tarım ve taşımacılık gibi emek yoğun üretimin olduğu işkollarında görülüyor. Türkiye’de ölümlü iş kazalarının yaklaşık üçte birinin inşaat sektöründe meydana geldiği tahmin ediliyor. Bu alanda ölümlerin başlıca nedenleri yüksekten düşme, ezilme, göçük ve elektrik çarpmaları olarak gösteriliyor.
İş kazaları hiçbir işin bir parçası değildir
Çalışma alanlarında kazaların olmadığını ya da olmayacağını iddia etmek son derece güç olmakla birlikte işlerin zaman zaman ters gitmesi hayatın bir gerçeği. Ancak bu durum ile başa çıkma şekli hatırı sayılır bir ilerleme sağlayacaktır. İSG konsepti de çalışanların sağlıklarını ve güvenliklerini korumayı, çalışma ortamlarını güvenli hale getirmeyi amaçlayan bir disiplin ve uygulama bütünü olmakla çözüme giden yolu gösteriyor. Çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal refahını sağlamak için alınan önlemler, oluşturulan sistemler ve uygulanan yönetmeliklerin toplamı olan İSG, çalışanların sağlık ve güvenliklerini korumak amacını taşıyor. İSG, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek, verimliliği artırarak iş yerinde sürekliliği sağlamak, çalışma ortamını daha sağlıklı ve güvenli hale getirmek, işverenin yasal sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamakta katkı sunuyor.